Kişisel Zıplamalar 2

16.8.11

Sanırım taşınmaya başladım. Nereye olduğu hala belli değil. Ama neyi nereye taşıyacağım belirmeye başladı yavaş yavaş. 

İki tane kocaman, ağır yük vardı. Kendileri hayatımdaki en büyük parçalar. Nasıl kaldırırım bilmiyordum. Öyle eski, yıllanmış, yıpranmış şeyler ki, atsan atılmaz satsan satılmaz. “Yatağıma yatıp önüme baktığımda yine onları görmek istemiyorum, ama gözden çıkaramayacağım kadar da değerliler” diyince, anneannemin kızı olan annemden bir fikir geldi: Onların hepsini bir arada toplayalım,bir kutuya koyalım, kutunun üstüne “açılmayacak” yazalım, bir odada dursun o kutu. Bana şu sihirli filmlerdeki lanetli-hayaletli kutuları hatırlattı. Çok sevdim bu fikri. İkisini de “Açılmayacak” kutusuna koydum. Son bir şeyler olacaktı Eylül’de, iptal ettim hepsini. Madem onlar hakkında ne zamandır hiç bir şey hayal etmiyorum, ne gerek var ki? Hayaletleri üstümden kalktı sanki.

Onlar anahtarının sadece bende olduğu özel bir odada, karantinaya alınmaya hazırlanırken; yepyeni bir film, minicik bir word dosyasından çıkarılıp kutuya konacak birileri tarafından. Ufacık bir hediye paketine. 3 gündür telefonum çalıyor, arayıp gelişmeleri anlatıyorlar, her seferinde daha da heyecanlanıyorum. Dün, bugünden itibaren 1 haftalarını onu hazırlamakla, süslemekle geçireceklerini söylüyorlar. Tesadüflerin zamanlamasına inanamıyorum. Zamanlamayı düşündükçe hiç bir şey tesadüf değil klişesine inanıyorum.

Hediye paketi bir otel odasına gelecek. Bu gece, saat 1 sularında, o "bir yerden gitmek" dediğim şey için evden çıkıyorum. Bir hafta kendi hayatımda olmayacağım. En sevdiğim his. Dahası, sadece başka bir şehirde başka bir ülkede değil, başka bir dünyada olacağım. Şu yepyeni, bizimkinden heyecanlı sektörün dünyasında. Hakkında hiç bir şey bilmediğim bir yerde yani. Tam ihtiyacım olduğu gibi. 

Dönünce -ki dönmek demeyelim ona, bir uğramak filan demek istiyoruz :) - fazla buralarda takılmayıp, bir-iki bir şey halledip başka bir otel odasına geçeceğim. Bu yıl en sevdiğim otel orası. Oradan çıkınca bir başkası. 

Bütün bunlar olurken, İstanbul'da birileri benim için ev bakıyor olacak. Her şeyleri onlara bıraktım. Oluruna bıraktım. O an çektiklerimiz dışında hiç bir sahneden haberim yok, olmasın.

Bu gece 3 buçukta içinde olduğum bir uçak havalanacak.Nereye konacağım bilmiyorum. Daha fazla duramıyorum, zıplıyorum, bir süre havada kalmak, herşeylere bir de kuş bakışı bakmak istiyorum. 

Nereye düşersem oraya taşınıyorum.

NB:
Dünyada en yanlış bulduğum fiil "dönmek". Hiç yüklem olmasın o. 



 

©Copyright 2011 ... | TNB | Blogger Blog Templates