Şu hayatta mantığıyla hareket edemeyen insanın çilesi kimsede yok!
Ev aramaya başladığımda, bilirkişiler bana “Tereddüt ediyorsan boşver” demişti, “Doğru ev olunca anlarsın”.
Bir şeyi ilk kez yapıyorsan bilemiyorsun tabi, ne deseler aklına yatıyor. Acelem de yok; gezdiğim evlerin nedense içime sinmemesine “aşık olamıyorum” diyip geçiyorum. Halbuki Sex and The City izleyerek büyüyen bir hatun jenerasyonundan burada karakterlerimiz. O işler öyle yürümüyor, biliyoruz. Bunu bir kenara koyuyoruz.
Bir de, hepimizin kafasında, “gelecek” başlığı altına yazılmış bir liste var. Gelecek diyoruz ama en başından beri var. Kriterler pek net. Önceliklere göre sıralanmış. “Ben böyle bir adamım” kafaları iddialı iddialı karalanmış. Bazıları hakkında ısrar edilmiş, bazılarından zamanla vazgeçilmiş ama geçilememiş. Bir sürü asla, bir sürü mutlaka.
Elimde o liste, ev ev geziyorum bu ara. Diğer elimde de; kirası şu kadar olsun, yok kombili olsun, şurda burda olsun, içi sıfır olsunlu molsunlu bir liste var. Kağıt üstünde ideal ev. İki elim de dolu olduğu için, bilirkişiler elimden tutamaz.
Dün, taşınmam gereken tarihe 15 gün kalıyor. Birbirinden hiçbir kritere uymayan evler sonra, saat 17 sularında, listenin ilkini alelacele buruşturup, ikinciyi tekrar tekrar check edip, “ok” diyorum. Bazı evleri tutmak çok mantıklı. Kaporayı veriyorum, Path’e de “mantık evliliği” yazıyorum.
Gel gör ki, bundan birkaç ay önce şöyle bir ev istiyorum böyle bir ev istiyorum diye heyecanlı hevesli hızlı hızlı konuşan ben, hiç mutlu hissetmiyorum. Hissettiğim şey “ok”. Ok is not ok. Çok hızlı gelişti tabi. Daha iyisini bulabilirdim belki. Al sana asla ev’lenemeyecek insanın hali. Kendime yükleniyorum, bu evi kaçırmamalıyım diyorum, hayatımın bilirkişilerine danışıyorum, sen bilirsin cevabından nefret ediyorum, bilmiyorum.
Neden sonra, madem ben bilirmişim, elimi sol cebime atıyorum. Buruşturulmuş ufak bir kağıttaki saçma sapan listeyi okuyorum :) Bazı şeyler çok hay allah!
Vazgeçiyorum. Yanan kaporalar olsun. Hayatımız boyunca zaten bi kaporalar yakmadık mı? Şu sokaklarda bi yerlerde bana göre bir ev var. Beyaz atlı prens kafası değil, ben böyleyim kafası. Asla, mutlaka.
Ted, can I tell you a big secret? …I’m not just talking about the tie.